GÖKÇEADA

Yavaş şehir Gökçeada gerçekten yavaş ve sessiz, kendine özgü damak tatları, organik ürünleri ile sanki yaşamıyormuş gibi, gidip görmesek sedasını duymadığımız bir yer......

Ada'ya geçerken Feribot kuyruğunda küçük küçük paketlerde birer tadımlık Efibadem kurabiyeleri sizlere ikram edilince inanın çok heyecanlandım. Efibademi gidip Meydan Pastanesinden alıp tekrar yiyince bunun inanılmaz bir lezzet olduğuna bir kez daha karar verdim..

Un,şeker,yağ olmadan yapılan Mevlevi lokumlarıda gerçekten çok nefis, şeker hastalarına tavsiye ediliyor.

EfiBademler un kurabiyesine benziyor ama değil, bol tereyağlı, içinden badem çıkıyor.Merak edenler gidip tadına baksın.......

Kaleköy hatırası...

Kale Köy'de Mustafanın Kayfesinde dibek kahveside çok lezzetli idi... Kayfenin sahibi Mustafa kardeşimede ilgisinden dolayı gönülden teşekkürlerrrr....

Adanın mezeleri değişik ve lezzetli

Hiristo dayı 91 yaşında, zamanında Beşiktaş kulübünde oynamış eski bir futbolcu, Hiristo dayının tatlı diline, güler yüzüne ve anılarına doyamadık..Tavsiye edilir.Adada yapılan adaya özgü dibek kahvesi, bu dibegin içinde dövülüyor.Kahve normal kahvelerden biraz daha dirice, gidip içmek

gerekir.

Madamın Kahvesindeki dibek kahvesinin tadı hala damaklarımda......

Zeytinli köyündeki en güzel resmimmmm..

Hiristo dayının sakızlı nuhallebesi........

Hiristo dayının muhallebileri öyle lezzetliydi....

Sibel Bagcı Uzun'un sitesindeki açıklama;

(Önemli not:Aradan iki ay geçti. 10 Ağustos 2009 tarihinde MEDYASPOR Tuğrul Yenidoğan’ın özel haberi bir gerçeği ortaya koydu. Gökçeadalı Beşiktaşlı Hristo çakma çıktı. Medyada yapılan çarşaf çarşaf haberleri geçtim, koskoca Beşiktaş Kulübü bile gerçek Hristo’nun öldüğünü unutup ödülü Gökçeadalı Hristo’ya vermiş. Koyu bir Beşiktaş taraftarıyım bile demen yeterdi be Hristo! Tatlını yemeye yine gelirdik…Son demecini bana veren Çakma Beşiktaşlı Hristo gerçeğini http://www.medyaspor.com/v02/news.aspx?id=29687 sitesinden okuyabilirsiniz.)

Adada balık yemek çok keyifliydi..

Adanın kedileri her an ayaklarımızın altındaydı... ( adaya bırakılmış evcil köpeklerin sayılarıda hayli çoktu, çok gezmesem birini kapıp gelecektim)

Rumlar ve Türklerin kardeş olduklarını buralarda gözlerimle gördüm...

Rum köylerindeki Rum evleri en güzel ihtişamıyla hala boy gösteriyorlar..

Taş evlere heryerde rastlıyoruz...Adada organik ürünler oldukça çok, organik meyveler, sebzeler, sütler, yoğurtlar, salçalar, ballar, reçeller, kekikler, sabunlar, çeşitli otlar benim göremediğim çeşitli organik ürünler.......

GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ