31 Aralık 2010 Cuma

MUTLU YILLAR




Dünyayı değiştirmek istersen yüreğine inan , dostlarına güven, sevgine sarıl..Yeni yıl senin başarılarının anahtarıyla tüm kapıları açacaktır..
Mutlu Yıllar

29 Aralık 2010 Çarşamba

BİR SÜRE SONRA

AYŞEGÜL TÜRKİYE'de

Uzun bir süre önce kalbime yıldızlar düşmüştü canım kızım '' Bir yemek blogun var'' demişti.....
Bir süre sonra , öğrenmenin yaşının olmadığını bir kez daha öğrendim. Bana uçabileceğim kanatları, kendimi ifade edebileceğim bir sayfayı açtığı için canım kızıma buradan tekrar teşekkür etmek istedim....




Çocuklar bizim değildir, onlar yaşamın çocuklarıdır. Onlar bizlerle var olur, ama bizlere ait değildir. Bizimledirler ama bizde değillerdir. Çocuklarımıza herşeyi veririz ama beynimizi veremeyiz. Çocuklarımızı kendimiz gibi olmaya zorlamadan, kendi gibi olmalarına izin vermeliyiz.... İşte kızmın kendi gibi blogu.....
Canım kızımın blogunu ziyaret etmek isterseniz.Tık Tık....








ARMUT DİBİNE DÜŞMESE DE, BAHÇEYE DÜŞER



27 Aralık 2010 Pazartesi

İSTANBUL DOSTLARI


Kapatmadık dostlarımıza kapılarımızı, mesafeler koymadık araya, bir merhaba demek için girdik aralarına. Ne kadar hasretmişiz dost seslerine, paylaştık en çoşkulu anları, sevdiğimiz yanlarımızı, birlikte çağladık,birbirimiz için var olduğumuzu anladık, adını "Huzur" koyarak can cana olmaya karar verdik........ İstersek dağları deleriz, istersek gökyüzüne dokunuruz. Uzak deme yakınlara, seversen severler seni.......

Kimseden çiçek beklemedik, ama çiçek bahçemizi elimize verdi Yasemin Sungur hocamız.....
Bilmeliyiz ki; yiyerek yaşamak en tatlı anlardır....


Yaşamdan gelen damlalar, ikramlarla hayat buldu....

Gözlerimi açarak baktığım blog yazarı arkadaşlarıma; yanlış bir hesap değil, bana faiziyle geri dönecek yeni kalpler olduğunu gördüm.


NOT: Emeği geçen ve buluşmaya katılan arkadaşlarıma gönülden teşekkürlerrr...
DÜNYA RÜYA İÇİNDE BİR RÜYADIR

15 Aralık 2010 Çarşamba

YUFKADA ELMA

Malzemeler:
* 4 adet orta boy sert elma
* 4 yaprak baklavalık yufka
* 2 çay bardağı kadar pudra şekeri
* 2 çay bardağı kadar ezilmiş fındık
* 1 çay kaşığı tarçın(istenilirse)
* 1 çay kaşığı vanilya(tercihe göre konulabilir)
* 2-3 adet yumurta akı


Süslemek için:
* Çilek reçeli sosu
* Çikolata sosu
* 1 yemek kaşığı dövülmüş fındık
* 1-2 dal taze nane yaprağı

Yapılışı: 1 çay bardağı pudra şekerini, fındığı, yumurta aklarını iyice karıştırın, elmaların içini iyice oyup malzemeyi içine doldurun. Her bir elmayı bir yufkaya sardıktan sonra küçük bir tepsiye veya borcama dizin ve kalan 1 çay bardağı pudra şekerini üzerlerine serpin, 180-200 derece ısıtılmış fırında 20-25 dk. pişirin, sıcak veya soğuk servis yapın, servis yaparken üzerini süsleyin..
Afiyet Şeker Olsun..


NOT:
* Elmaları ben soymadan yaptım, isterseniz soyabilirsiniz.
* Elmaların boyları birbirine yakın olursa daha güzel görünüyor.
* Elmalar orta boy olmalıdır.
* Her alme için bir baklavalık yufka yaprağı yetiyor.
* Elmaları yufkalara sararken düz bir zemine baklavalık yufyayı yayın ortasına elmayı yerleştirip güzelce sarın.
* Elma içine dövülmüş fındık yerine, dövülmüş badem, ceviz veya fıstık koyabilirsiniz.
* Üzerine dışına koyacagınız pudra şekeri damak tadınıza göre azaltıp, çoğaltabilirsiniz. (Benim pudra şekerim bitmişti, üzerine normal toz şeker serptim.)
* Malzemeye isterseniz tarçın ve vanilya koyabilirsiniz.
* Üzerini çikolata sosu, çilek sosu veya çeşitli süslemelerle süsleyebilirsiniz.
* Soğuk veya sıcak yenebilir.


ANLATAN OLGUNSA, DİNLEYEN UYGUNSA O SOHBETE DOYUM OLMAZ

13 Aralık 2010 Pazartesi

SEVGİLİ BLOG YAZARI KARDEŞLERİM...

Hayatıma ansızın giren gözlerinde mutluluk olan canım Deryam bizleri bir araya getirdi, çok soğuk bir günde sıcak sıcak sohbetlerle kaynaştırdı. Buradan blog yazarı arkadaşlarıma gönülden teşekkürlerrrr...
Masadaki nefis yiyecekleri anlatmama gerek yok, arkadaşlarımdan aldığım fotoğraflar herşeyi kanıtlıyor... Toplantıda kaynaştığım kardeşlerim Gönül , Dilek ve yine Dilek'e güzel paylaşımları için teşekkür ediyorum..
Tekrar buluşmak üzere....
YİYECEĞİN YATIŞIRKEN, GİYECEĞİN YAKIŞIRKEN GEZECEKSİN

12 Aralık 2010 Pazar

Denedim Biliyorum....


Denedim Biliyorum.com'dan gelen hediyelerim, saçlarımı ipeksileştirdi... İpana ile dişlerim bembeyaz.....
KIŞ GELDİ KILIÇ GİBİ, BİZİ BULDU PİLİÇ GİBİ

9 Aralık 2010 Perşembe

Ya Kanında var! Ya da BURSALI'SIN


Altıparmak ve Heykeli özlemek,
Uludag'da piknik yapıp, İnkaya'da meyve salatası, Mudanya' da
balık yemeye gitmek,

Santral garajın krolarına, ZaferPlaza'nın tikilerine, adliye arkasinın özenti ama eğlenceli gençliğine,
hamamlarına, Aralık'ta güneş açan, Haziran'da kar yağan değişken
havasına,
Bir o kadar değişken insanına, otobüs çilesine, İskender Kebabına aşık olmak,
Bursa'yı sevmektir Bursalı olmak...

Şehreküstü semtinin anlamını bilmektir,
Kağan'a gidip birşeyler alıcam deyince
Kağan kim diye sormamaktır.

Sadece Bursa'da doğmak değildir,
Bursa'ya öyle ya da böyle bir şekilde yolu düşenlerinde hissettiği duygudur.
Garip bir çekim büyüsü vardır Bursa'nın,
Gelen bir daha kopamaz bu şehirden...
Çok göç alan şehirlerden olsa da, Bursa'ya yerleşenler kendilerini Bursalı hissederler...

Denize, dağa, kara, yeşillige, kestane şekerine, şeftaliye,
Kozahan'a, Pirinçhan'a ve bunun gibi birçok güzellige sahip olmak,
Çanakkale Savaşı'nda en çok şehit vermiş memleketin evlatları olmaktır.

Bu yönüyle her ne kadar dalga geçilse de "Bursalı olmak" bu
ülkedeki diğer herhangi bir memleketli olmaktan çok daha
gurur verici bir hadisedir.

İskender'in dönerini doyasıya yiyebilmek, Uludağ'da keyif yapabilme ayrıcalığına sahip olmak, tarihle iç içe olmaktır

Yepyeni değil, yepisyeni demektir.
Cantık, pideli köfte gibi sadece Bursa'ya özgü yemek yemektir.
Miskete, bilye değil, cilli demektir.
Dolmuş şöförüne "müsait bir yer de kalıcam" demektir. (sadece Bursa'da söylenir)
Simite gevrek yerine simit demek, çay koymak değil, çay dökmektir

Kışları Uludağ'a, yazları Mudanya veya Kumla'ya gitmektir.
Trafikte, her yeri siyah mat, girintili çıkıntılı bir kaplama ile kaplanmış arabaları,
Gemlik'e doğru denizi görmektir.
Sokaklarda, caddelerde buz gibi suları olan çeşmelerden su içmektir,
Ve mutlaka Heykel'e çıkmaktır (şehir dışından gelenler hiç anlamasa da)
"Heykel''deki "Heykelin hangi ayağı havada?"diye sormak,
Mahfel'de oturmaktır.

Akmerkez denildiğinde Asmerkez'in çağrışmasıdır,
"Bukart" sahibi olmaktır,
Tekstil ve otomotiv cennetinde yaşamaktır.

Özdilek'te su böreği yemektir,
Kültürpark'a gitmektir,
Başka şehirlere giderken kestane şekeri götürmektir.

Kozahan, PirinçHan, Yeşil, Hünkar, Tophane'de çay, kahve, Uludağ Gazoz ve nargile içmektir...Trafik sıkışmaya başladığında Bursa'ya yaklaştığını anlamaktır.

Sütaş'ın günlük sütlerinden içmektir,
Gerçek İskenderKebap yemektir,
Hayatında en az bir kez "Bursa'nın ufak tefek taşları" eşliğinde folklör oynamış olmak,
Kaliteli bıçakların nerede bulunduğu bilmektir.

Çok modern, çok büyük, çok gelişmiş olmasa da Bursa'nın büyülü bir şehir olduğunu bilip vazgeçememektir.

Uludağ yolunda bira veya çay içmektir,
Arap şükrü'de rakı balıktır. [Image]Teleferikten korkmamaktır,
Teksas deyince Amerika'yı değil Bursaspor'u hatırlamaktır,
Bursalı olmakla gurur duymaktır.

Bursalı olmak kışın 20km. gidip kayak yapmaktır,
Sonra inip denize girmektir...Deniz soğuk mu geldi?
O zaman dön Ankara tarafına inegöl'de Oylat'ı sor.
Şöyle gerine gerine bir hamam sefası çek kendine.
Hala rahatlayamadın mı? Bir de masaj isteyiver oradan
Dönüş yolunda istersen İnegöl'den çıkma, köfte ye
İstemezsen Bursa'da İskender...

Bursa dedin mi iki kere düşün
Üniversite bitirdin ve İstanbul gibi bir metropolde de çalışmak istemiyormusun?
O zaman Bursa'ya gel, işsiz kalma ihtimalin düşük(bu kriz teğet geçmeden önceydi)
İstanbul'dan kopamam diyenler mi var? Zaten İstanbul feribotla 75 dk.

EN ÖNEMLİSİ GURBETTEYSEN VE;
16 plakayı gördüğünde gözlerin yaşarıyorsa ; Ya Kanında Var, Ya da
Sen 'BURSALI'SIN....


Not: Daha önce yayınlamıştım..Tekrar yayınlamak istedim....

8 Aralık 2010 Çarşamba

BURSAM ve ÖZELLİKLERİ


Mahfelimiz....
Dağdan gelen meyvelerimiz, dağ yolunda eşek sırtında satılıyor... Kapalıçarşı esnafımız.... Şampiyon Timsah....Balıklarımız.... Kapalıçarşı aktarlarımız...

Cantığımız...
Yeşil Türbemiz....
Şeftalimiz... Koza Hanımız....
İpekçiliğimiz....Meşhur İnegöl köftemiz..

Altın meyvemiz kestanemiz....
Kuşbakışı....
Evliyalarımız...
Yemesine doyulmayan İskender dönerimiz.
En güzel kabaklar da bizdedir...Bozamız...Çınarımız...
Zeytinlerimiz... Lokumumuz..... Tarhana çorbamız....
Su böreğimiz...
Pideli köftemiz.... Pideli köfte..Soğanlarımız... Düğün pilavımız...
Ekmeklerimiz......


Bağdat hurması tatlımız.... Enginarın en güzelleri de buralardadır.... Haşhaşlı çöreklerimiz.... Tahinli pidemiz.... Uludağ'da yetişen güzelim çileklerimiz.... Fırında yapılan tahin helvamız....
Siz tüm bunları biliyorsanız, inanın Bursa'yı da biliyorsunuzdur.....


YETMEZ AMA BURSAMIZI TANITIR...


6 Aralık 2010 Pazartesi

BEZELYE SALATASI

Malzemeler:
* 2 kutu bezelye konservesi
* 1 küçük kutu mısır konservesi
* 1 kase haşlanmış pirinç
* 1 tane haşlanmış küp küp doğranmış havuç
* 1 kase doğranmış kornişon turşu
* 2 tane küçük küçük doğranmış kırmızı biber
* 1 demet incecik doğranmış yeşil soğan
* 1 demet dereotu
* 1 demet taze nane
* 1 demet maydanoz
* 1 demet tere
* 1 tane incecik doğranmış kırmızı soğan
* Yarım çay bardağı zeytinyağı
* Yarım çay bardağı nar ekşisi
* 1 tam limonun suyu
* Tuz

Yapılışı: Bütün malzemeleri karıştırın kek kalıbına koyun, dolapta bekletin, ters çevirip üzerini süsleyin, dilim dilim servis yapın.
Afiyet Şeker Olsun...


NOT:
* Konserve bezelye yerine kendi haşladığınız bezelyeyi kullanabilirsiniz.
* İçine koyulacak pirinç artan pilavdan da olabilir, ben genelde öyle yapıyorum.
* Kırmızı biberleri közleyerekte koyabilirsiniz.
* Turşu miktarını kendiniz ayarlayabilirsiniz.
* Ekşisini yağını ağız tadına göre ayarlayabilirsiniz.
* İçine doğranacak malzelerin çok ince doğranması gerekir.
* İster küçük kalıplarda servis yapın, ister büyük kalıplarda servis yapın.
* Üzerini turşularla, ketçapla, mayonezle ve pul biberle süsleyebilirsiniz.PİRE İTTE, BİT YİĞİTTE BULUNURMUŞ